arada kalmak, a.k.a bir başka kadınlık dramı

Her yaşın, her durumun ayrı bir deneyimi var. Sadece okumak ya da yaşamak yetmiyormuş. Okuduklarını teker teker yaşamak, yaşadığının ne olduğunu anlamana yarasa da farkındalık her zaman o kadar da süper bişey değil.


Evlilik toplumun çoğunluğunca değişik şekillerde "mürvet" olarak görülüyor. Evli olmamak ise bir eksiklik, "tamamlanma"dan önceki hal, evre olarak görülüyor. İnsan olarak asıl tamamlanma, evlendiğinde gerçekleşeceğinden, bekar olarak tabir edilen evlenmeme hali geçici bir süreç, evliliği reddetme hali de bu bekarlık denilen evrenin psikolojik durumlarından biri olarak kabul ediliyor.

Evli olmamanın değişik biçimleri var... Evliliğe itilmenin de bir o kadar.

Acısı da odur zaten, bir insanla birlikte olup, sosyal - yasal ve ekonomik olarak kabul edilmenin yolu olunca evlilik insanın çabucak kanası geliyor...

* okul biter, paranı kazanabiliyor olsan da evlilik türküsü başlar aileden, akrabalardan
* bekar olmayı "oyalanmak" olarak görmek... Vakit geçmeden yani hala beden diriyken evlenmek gerektiğini belirten mesajlar. Çünkü pörsük bir bedeni hiçbir erkek istemez. pörsük olanlar bile.
*ulan hayatımda biri var dersin,
- genetik bağın olanlar bu insana potansiyel damat gözüyle bakar,
- diğer yandan, sadece bir ilişki "evlilik" içinde ciddi olacağı için bir yalanı yaşıyormuşsun tavırları
- yalnız, kendi kendine yeten bir kadın olduğun ve de "evlilik" içinde olmayan bir ilişkide olduğun için asla ciddiye alınmamalar...
gibi gibi tavırlarla karşılaşırsın...

Kısaca bir yandan evlilik kurumundan nefret edersin, diğer yandan göz göre göre o yöne gidersin.

Bu yazıyı okuyan, hala eğitimine devam eden biri varsa mümkünse evlilik olayını kendi başına gelecekmiş gibi düşünmesin. En azından "free love" ayakları ancak o zaman mantıklıymış gibi görünüyor, ancak o zaman ilişki 2 kişilikmiş gibi oluyor.

0 comments:

Copyright © 2008 - Nobody's Wife - is proudly powered by Blogger
Blogger Template