hayal kırıklıkları

Dün akşamki film üzerine düşündüm acaba ben de buna benzer bir film yapabilir miyim diye. Bir dönem çevremdeki kadınlara bir defter vermeyi ve yaşadığım ilişkilerimi beden duyduklarından anladıkları, hissettiklerini buraya not almalarını isteyecektim. Bir insanın ilişki içerisinde olduğunu sandığı durumun yanı sıra, çevresindeki insanlara onu nasıl aktardığı ve çevresindekileri o farklı insanların durumu nasıl anladığını yan yana koyarak ne kadar farklı hikayelerin çıkacağını hep merak etmişimdir.


Hepimizin algısı farklıdır malum, her gün - her deneyimde bu algı değişiyor, çevremizindekilerin de. Düşünsenize, iki farklı ilişkiyi senin yorumlaman nasıl farklı olacaksa, çevrendeki iki farklı insanların yorumlaması da farklı olacaktır. Dolayısıyla iki ilişki arasında bile onlarca farklı algı alabilmek mümkün, neticede ilişki içerisinde de algısı değişiyor insanın.

Birey olarak ne kadar değiştiğini, değiştirdiğini ve değiştirildiğini görmenin en güzel yollarından biri de yazmaktır. Mektup yazmak... Artık bunu yapan var mı bilmiyorum, e-mail de olur gerçi ama dokunabileceğin mektuplar daha da iyi. Hmm sonrasında mektuplar ilişkinden ve o kişiden daha değerli hale geliyorsa hemen yakılmalı ve o ilişki bitirilmelidir.

Ben bir keresinde bir kağıt parçası sayesinde bir ilişkinin bittiğini görmüştüm. 4 ay önce bir kenera yazıp bıraktığım bir mektubumu açıp okuduğumda, o an içinde bulunduğum ve bir türlü cevaplayamadığım durumumun açıklamasını 4 ay öncek kendi yazdığım kağıtta görünce hem mallamış, akabinde kendimi biraz daha saygı duymuş, sonrasında 4 aydır aynı şeyi yaşadığımı görmeye üzülmüş ama bir sonuç bulabildiğim için sevinmiştim. Sonuç olarak insanın kendi kendisine yazması iyi birşey, gereksiz uzatmaları önleyen bir süreç.

Hayatımız boyunca çeşitli yerlerden hayal kırıklığına uğrarız. Bence biri kıran karşımızdaki insanlardan çok kendimiziz, durumlara ilişkin uydurduğumuz - biçtiğimiz beklentiler. Ancak şu da bir gerçektir ki, hayal kırıklıklarından ne kadar öğrenirsen öğren, ne kadar değişirsen değiş o hayal kırıklıkları baki kalıyor.

Bahsettiğim beklentiler, bir hetero erkeğin bakire hatun beklentisi gibi malca şeyler değil. Farklı bir ülkede yaşayan bir ilişkin varsa ya ne bileyim evli biriyle birlikteysen beklentilerin aynı şehir yaşadığın bir ilişkidekinden otomatik olarak farklı olur değil mi? Heh işte, beklentileri mesafe (fiziksel ve sosyal) üzerinden hesaplamak doğru bir yaklaşım değil. Çünkü teee cehennemin dibinde yaşayan biriyle daha sözel bir ilişki kuracağından, yanlış anlaşılmaları önlemek için herşeyi sözel olarak tarif etmek isteyeceğinden, dibindeki daha çok dokunarak beslenen bir ilişkiden daha fazla içini doldurabilir.

Benzer şekilde uzaklığı o kişiyle görüşme sıklığıyla orantıladığında da yanılabilir insan. Cehennemin dibindeki insanı daha fazla görebilir ve daha fazla aynı ortamda bulunabilir.

İşte bu gerçeklerin farkında olmayarak en başlangıçtaki ilişkinin kalitesini uzaklıkla ters orantılı olarka ilişkilendirirse, kişide hayal kırıklığı yaşanması olasılığı daha fazla olacaktır.

Diğer bir örneği de değişkenlikle ilgili vermek isterim. Hani een başında bahsetmiştim ya, değişmekten. Örneğin, yaklaşık bir yıl öncesine kadar 7/24 çalışan biri olarak ben haftanın her günü, günün her saati heğ aynıydı. Özel günler ve geceler o an yaptığım işe bağlı olarak değişirdi. Geçtiğim 1 yılda dünya allak bullak olmadı tabi, hala çalışıyorum ama daha insanileştirmeye çalıştığım boyutlarda. Ancak şimdi bazı günler daha anlamlı olmalıymış gibi gelmeye başladı. Örneğin pazar günleri haftanın en gelmesi beklenen günü olarak algılanır ya, işte o gün sanki en süper şeyler yaşayacakmış gibi ben de son birkaç zamandır kendimi programlıyorum.

Nedense evde olduğumda 15.00'te kalmadan farklı olarak hiçbir özelliği olmamasının yanısıra, hayal kırıklığı nedeniyle kocaman bir sıkıcı gün olarak takvimime yerleşmiş durumda.

ee günlerden pazar olunca böyle trt1 gibi ders çıkartır bir sonla bitirmek istiyorum;birşey beklememek durumu bile kendi kendinizden beklediğiniz birşeydir aslında, dolayısıyla hayal kırıklıkları hep olacak. Önemli olan onlarla nasıl başa çıktığımız sanırım.





0 comments:

Copyright © 2008 - Nobody's Wife - is proudly powered by Blogger
Blogger Template