"Ali Bulaç, bir süredir ‘eşcinsellik’ konusundaki ‘tutucu’ çıkışlarıyla dikkat çekiyor. Önce Afganistan’da toplu katliam yapan ABD askerlerinin çoğunun eşcinsel olduğu tezini ortaya attı. Hangi bilgiye dayanıyordu, öğrenemedik. Önceki gün de CNN Türk’te Reha Muhtar’ın programında ilginç bir ‘düşünce özgürlüğü’ iddiasıyla, eşcinsellik konusunda geleneksel tutucu yargılarını sürdürdü.İşte bundan bahsediyorum. Kelimelerimin tercümanı olmuş resmen! Eleştirme kelimesini kıçından anlayanlara ithaf olunur!
Eşcinsellerin kendi kimlikleriyle toplum içinde yaşayabilmeleri, temel insan hakları mücadelesinden birisi. Totaliter, otoriter ülkelerde eşcinsellere yaşama hakkı yok gibidir. Hapse atılırlar, işkence görürler, idam edilirler, her türlü eziyetle yüz yüze gelirler.
Eşcinsel düşmanlığı, dünyada çok yaygındır. Bu düşmanlık eşcinsellere hayatı zehir eder. Son yıllarda gelişmiş Batı ülkelerinde en temel insan hakları mücadelesinden birisi eşcinsellere yönelik toplumsal ve kamusal baskıyı ortadan kaldırmak mücadelesidir. Bu alanda belli bir ilerleme sağlandığı da inkâr edilemez."
Bulaç, “Onların eşcinsel olma hakları varsa, benim de onların tercihlerini eleştirme hakkım vardır” dedi. Çok masum ve bir hak savunması gibi gözüken bu sözleri duyunca, eşcinsel olduğu ortaya çıkan hakemin başına gelenleri hatırladım.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 comments:
Post a Comment